Antik uzay modülleri gezegenin sırlarını açığa çıkardı!

Güneş sistemimizin erken periyotlarına dair yeni ipuçları ortaya çıktı Milletlerarası bir araştırma takımı, (246) Asporina ve (4125) Lew Allen isimli iki asteroitin, yaklaşık 4,5 milyar yıl evvel oluşmuş antik “gezegen embriyolarının” kalıntıları olabileceğini keşfetti. Yapılan tahlillere nazaran, bu asteroitler angritler olarak bilinen ve güneş sistemindeki en eski meteorit tiplerinden biriyle büyük benzerlik taşıyor. İşte detaylar…

Antik asteroitler, gezegen oluşumu hakkında kıymetli sırlar barındırıyor

Angritler, bildiğiniz üzere epeyce ender bulunan bir meteorit çeşidi, olivin bakımından güçlü bazaltik minerallerden oluşuyor. Bu meteoritleri, özel oksijen, magnezyum ve krom izotopik bileşimlerine sahip olmalarıyla tanıyoruz. Ki bu özellikler, onların Güneş Sistemi’nin en iç bölgelerinde oluştuğunu ve büyük bir gök cisminin yüzeyinden koparak uzaya saçıldığını gösteriyor.

Araştırmacılar, antik gezegen oluşum süreçlerini daha uygun anlamak hedefiyle 10 farklı angrit meteoritinin spektral bilgilerini, 712 asteroitle karşılaştırdı. UV-Vis-NIR spektroskopisi kullanılarak yapılan tahlil sayesinde, her gök cisminin ışığı nasıl yansıttığını belirlendi ve mineral yapıları hakkında kıymetli bilgiler elde edildi. Bu yolla, (246) Asporina’nın spektral özelliklerinin, NWA 10463 isimli bir angrit meteoritiyle neredeyse birebir örtüştüğü ortaya çıktı.

Saniyede 100 km! Rusya’nın, Mars’a 30 günde gidecek plazma motoru var

Rusya’nın nükleer araştırma kurumu Rosatom, Mars’a 30 günde ulaşabilecek yeni bir plazma motoru geliştirdiğini duyurdu.

Aslında yapılan keşif, güneş sisteminin birinci periyotlarında yaşanan şiddetli çarpışmaların, büyük gezegen embriyolarının parçalanmasına neden olduğunu ve bu kalıntıların hala asteroit neslinde bulunduğunu gösteriyor. Bilim insanları, bu antik gezegen kesimlerinin nasıl yok olduğu yahut vakit içinde nasıl değiştiği konusunda yeni araştırmalar da yapmayı düşünüyor. Peki bu keşif neden bu kadar değerli?

Öncelikle bu keşfin, uzay araştırmalarına farklı bir boyut kazandırdığı belirtiliyor. Gelecekte yapılacak uzay misyonları, bu çeşit antik asteroitlerden örnekler alarak, gezegen oluşum süreçleriyle ilgili bilinmeyenleri ortaya çıkaracak. Örneğin, NASA’nın OSIRIS-REx misyonu Bennu asteroitinden aldığı örneklerle büyük keşifler yapmayı başarmıştı.

Benzer bir çalışmanın, bu yeni keşfedilen asteroitler üzerinde de yapılması, güneş sistemimizin birinci birkaç milyon yılında neler yaşandığını anlamamıza büyük katkı sağlayacak. Araştırmacılar, erken güneş sisteminin kaotik devirlerinde bu gök cisimlerinin nasıl oluştuğunu ve yok olduğunu anlamanın, dünya dışı hayat arayışına ve gezegen evrimine dair kıymetli ipuçları vereceğini düşünüyor.

Bu ortada elde edilen bulgular, Icarus dergisinde yayımlandı. Buradaki link üzerinden çalışmanın tüm ayrıntılarına ulaşabilirsiniz.